GENEL

İHRACATIMIZINAMİRAL GEMİSİ

Haziran ayı başlarında mevsim normallerinin çok üstünde gerçekleşen sıcak hava nedeniyle çiçeklenme döneminde dökülmeler yaşandığını, buna bağlı olarak erkenci narenciye çeşitlerinde rekoltede düşüşler olduğunu kaydeden İncefikir; “ Türkiye'de yaklaşık 5 milyon tonluk bir rekolte olduğunu, yeni ekimlerle rekoltenin daha da artacağını tahmin ediyoruz. Turunçgil üretiminin ülkeye katkısı 1 milyar dolar. Dış pazarda rekabet gücünün artırılması ve üreticilerin rekabet edebilmesi için işçilik, gübre, mazot, elektrik ve sulama maliyetlerinin düşürülmesi gerek”

 

YENİ ÇEŞİTLERE GEÇMELİ

Türkiye'nin turunçgil üretiminin son 12 yılda yüzde 50 artışla yaklaşık 5 milyon ton seviyesine ulaştığını belirten İncefikir, "Geçtiğimiz 12 yıllık üretim sürecini incelediğimizde üreticinin modern tarım tekniklerini uygulamaya başlaması sonucu olarak dünya ortalamasının çok üstünde verim artışı olduğunu görüyoruz. Türkiye'de yıllara göre turunçgil üretimi 1,5 milyon tondan 5 milyon tona yükselmiştir. Türkiye ihracatta avantaj sağlayabilecek erkenci ve geçci çeşitleri yetiştirmeye elverişli iklim koşullarına sahiptir. Küreselleşen Dünya'da rakipleri ile yarışabilen bir pozisyonda olabilmek için pazar istekleri doğrultusunda yeni çeşitlere geçmeli, ekim -ocak ayları arasında gerçekleşen üretim periyodunu zamana yaymalı, depolama olanaklarını arttırmalı, Üreticilerin kooperatifleşmesi mutlak suretle sağlanmalı ve üretim maliyetlerini düşürücü önlemler alınmalıdır" diye konuştu.

 

SORUNLAR VE ÖNERİLER

İncefikir, üreticinin pazarlamadan paketlemeye, standardizasyondan depolamaya birçok sorunla baş başa olduğunu belirterek şöyle konuştu:

 

"Turunçgil üretim alanlarının küçük ve parçalı olması, üreticinin örgütsüzlüğü narenciye sektörü için önümüzdeki süreçte de sorun olmaya devam edecektir. Üretimden pazarlamaya kadar olan tüm aşamalarda örgütlenme, eğitim çalışmalarına ağırlık verilmesi, üreticinin pazarlama sorununun çözümü noktasında üretici birliklerinin ekonomik bakımdan güçlendirilmesi, dış pazarda rekabet edebilmek için girdi maliyetlerinin düşürülmesi ve yeni dış pazar araştırmalarına ağırlık verilmesi, hasat süresinin zamana yayılması ve kalite kaybı olmaksızın daha uzun sürede ürün arzının sağlanması, Akdeniz meyve sineği başta olmak üzere unlu bitle etkin mücadele edilmelidir."

Başa dön tuşu