SİYASET

Yeraltı suları korunuyor mu?

Artan sondaj faaliyetlerinde kullanılan  bazı maddelerin ekosistemi bozduğunu uzmanların ifade ettiğini belirten Ömer Fethi Gürer, birbirinden bağımsız yer altı su haznelerinin delinerek farklı özellikte su katmanlarının birbirine karışmasına neden olan sondaj kuyularının aynı zamanda kimyasallarla  suların kirlenmesi gibi olumsuz sonuçlar doğurduğunu ifade etti. 

 

DOĞAYA VERİLEN  ZARAR

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, maden ruhsatı verilen firmaların açtıkları sondaj kuyularının çevreye, doğaya ve canlı sağlığına neden olan olumsuzluklarının araştırılması ve  belirlenmesi için TBMM Başkanlığına Meclis Araştırma Önergesi verdi. 

DOĞAL YAŞAMI OLUMSUZ ETKİLİYOR

CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, kayaları parçalayıp yer kabuğunda özel ekipmanlarla delikler açarak yapılan sondajların genelde  doğada, orman içinde, doğal yaşam habitatlarını böldüğünü ve ekosistemi içindeki yaşamı olumsuz etkilediğini ifade etti.

300 METRE DERİNLİĞİNDE YÜZLERCE KUYU!

Özellikle maden sondajlarının son yıllarda ciddi artış gösterdiğini anlatan CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, maden ruhsat sahalarındaki sondajların, rezerv tespitinin tam ve kayıpsız yapılabilmesi için, ortalama derinliği 300 m olan yüzlerce kuyudan oluştuğunu, toplam derinliğin ise ortalama bir arama ruhsatı sahasında binlerce metrelere ulaştığını kaydetti.

KAZDAĞLARI ÖRNEĞİ 

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının sadece Kaz Dağları yöresinde 279 ruhsat verdiğini anımsatan Gürer, sondajda kullanılan polimerler, bentonit, gres yağı, mazot, barit, hematit ve kostik gibi zehirli maddelerin, doğal çevreye zarar verdiğine dikkat çekti. 

YERALTI SU KAYNAKLARI KİRLETİLİYOR

Maden sondajlarının çevreye ve doğaya olan olumsuz etkilerini vurgulayan CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Maden sondajları birbirinden bağımsız yer altı suyu haznelerinin (akiferler) delinerek iyi su ile kötü suyun birbirine karışmasına neden olmaktadır. Kaynak sularının kimyasallarla kirlenmesi sonucu, bunların beslediği kır çeşmelerinden su içen hayvanların zehirlenmesi farklı evrelerde görülen olaylardandır. Arama sondajlarında, yüzlerce sondaj kuyusundan toplamda binlerce ton kirletici ve zehirli çamur, doğrudan bu yer altı su haznelerine basılmaktadır. Bu ürkütücü zararlı çamur, fay kırıkları boyunca geniş alanlarda, yer altı su haznelerin; kaynak sularının içilmez ve kullanılmaz hale getirmektedir. Sondaj kuyularında görülen çamur kaçakları, kayaların çatlaklık derecesine, kırık yoğunluğuna bağlı olarak değişkenlik gösterir. Bir kuyuda günlük, birkaç tanker sondaj çamuru kaçağı mümkündür” dedi.

SONDAJ ÇALIŞMALARI İNCELENMELİ 

Madencilik faaliyetleri Arama Ruhsatı, Gayri Sıhhi Müessese Ruhsatı ve işletme Ruhsatı olmak üzere üç ruhsat aşamasından geçtiğini ve her bir ruhsat döneminin doğaya, çevreye, insana, topluma, tarihsel ve kültürel değerlere, ekonomiye verdiği zararın, yarattığı tahribatın  dikkatle izlenmesi gerektiğini vurgulayan Ömer Fethi Gürer, “Doğa ve yaşam alanları ile insanlığın bugün ve geleceğine etkileri kapsamlı biçimde ele alınmalıdır. Bu bağlamda sondaj çalışmalarının incelenmesi ve öncelikle irdelenmesi gereken bir durumdur. Doğa ve çevrenin herkesi doğrudan ilgilendirdiği unutulmamalıdır. Kaynakların doğru ve zararsız bir şekilde değerlendirilmesi esası üzerinden sorunlara yaklaşım sağlanmalıdır. Ülkemiz genelinde yeterli kontrol sağlanamadan yapılan çalışmalar geri dönüşü olmayan sorunlar üretebilir. Bu durum dikkate alınarak gerekli gözetim, denetim, inceleme ve yasal düzenlemeler de yapılmalıdır” ifadelerini kullandı. 

Başa dön tuşu