GENEL

703 SAYILI KHK İLE DEVLET TİYATROLARI DA CUMHURBAŞKANLIĞINA BAĞLANDI

Av. Küçük, konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, 69 yıl sonrasında devlet tiyatrolarının, opera ve balesinin özerkliğinin ortadan kaldırıldığını, yok edilmeye çalışıldığı bir dönemin yaşandığını söyledi.

Açıklamasında, "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne uyum adı altında çıkarılan Cumhurbaşkanlığı kararnameleri ile Devlet Tiyatrolar Kanununun ilgili maddeleri yürürlükten kaldırılmak suretiyle, Bakanlar Kurulunca belirlenen ödenek, Tiyatronun iç yönetim ve işleri tek adamın belirlemesine tabi kılınmıştır.

5441 sayılı Devlet Tiyatrolar Kuruluşu Hakkında Kanun'un adı "Devlet Tiyatroları Personeli Hakkında Kanun" şeklinde değiştirilmiştir.

Kanunun Devlet Tiyatrolarının ve Devlet Opera ve Balesinin kuruluşuna, oluşumu, işleyişi, gelirlerinin, bütçesinin belirlenmesine ilişkin maddeleri yürürlükten kaldırılarak kurumların özerkliği ve fiili olarak varlığı ortadan kaldırılmıştır.

Değişiklikler çerçevesinde artık Devlet Tiyatrolarının da Devlet Opera ve Balesinin de genel müdürü ve bağlı il müdürlükleri devre dışı kalmış bulunmaktadır.

DT ve DOB'da görevli sanatçılar, kurumun özerkliğini sağlayan ilgili yasa hükümlerinin kaldırılmasıyla her iki genel müdürlük de lağvedilince belirsiz bir duruma sürüklenmiş bulunmaktadır." ifadelerini kullandı.

 

"SANATA MÜDAHALE OLMAMALI"

 

Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi "uygarlık doruğunun merdiveni ne para, ne saray, ne köprü, ne de tüneldir. Uygarlık doruğunun merdiveni, sadece sanattır." sözünü hatırlatan Av. Küçük, kurulduklarından bu yana tiyatroların özgürlüklerini, hürriyetlerini muhafaza ettirdiklerini belirterek, şunları söyledi:

 "Zaman zaman devlete, belediyeye bağlıdırlar. Ama işlerine asla sanatçıdan başkaları karışmamalıdır. Tiyatronun Aristofenos zamanından beri topluma önderlik eden , devleti , hükümeti eleştiren, devleti denetleyen her koşulda yol gösteren, gerçeği, güzeli tanıtan bir yönü vardır. Bu yönleri, ne tiyatronun ne aydınlık sahnesi, ne de bu sahneyi kapatmak isteyenler amaçlarına ulaşamayacaklardır. Cumhuriyet devrimi ve bu cumhuriyet devriminin kökleri çok kuvvetlidir çok derinlerdedir.

Türkiye’nin en etkin barolarından biri olan; evrensel insan hak ve özgürlüklerini, hukukun üstünlüğünü, demokratik, laik, sosyal ve hukuk devletini yılmadan savunan Adana Barosu, hep sanatın ve sanatçının yanında yer almıştır. Bundan sonra da yer almaya devam edecektir.Hep birlikte sanatın içine tükürenlere ve sanatı 'ucube ' olarak nitelendirenlerin inadına, ısrarla yaşasın sanat, yaşasın tiyatro diyorum."

 

Başa dön tuşu