ÜNİVERSİTE

FARKINDA OL, HAREKETE GEÇ

Konuyla ilgili açıklama yapan Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yeşim Taşova, HIV’in artık korkulması gerekmeyen kronik bir hastalık olduğunu, gelişen tedavi ile kontrol altında tutulabilen bu hastalık ile yaşayan bireylerin yaşam sürelerinin HIV negatif olan bireyler ile aynı süreye ulaştığına vurgu yaptı. HIV pozitif bireylerin tedavi altında oldukları sürece evlenebildiğine ve çocuk sahibi olabildiğine dikkati çeken Taşova, Pek çok tedavi çalışmalarının olduğu HIV tedavi alanında tam tedavi günlerinin de yakın olduğunu, ancak bu sürede HIV pozitif bireylerin saptanması ve tedavi altına alınmasının en önemli nokta olduğuna işaret etti.  

 

Prof. Dr. Yeşim Taşova sözlerini şöyle sürdürdü “ Tedavi ile virüs seviyesi negatifleşmekte ve bu da bulaşı önlemektedir. Burada tedavi altında olan kişilerin tedaviyi tam kullanmaları hem kendi yaşam süreleri hem başkalarına bulaştırmamaları açısından önemlidir.

Ülkemizde en son tedavi imkanları mevcuttur ve devlet sosyal güvencesine bakmadan tedaviyi karşılamaktadır.

Ülkemizde HIV Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre 400 üstünde artış göstermiştir. Ülkemizde 2012 yılından itibaren 2,5 kat artan HIV pozitif bireylerin 48’i saptanamamaktadır.  Yani durumlarını bilmedikleri için tedavi imkânından yararlanamamaktadırlar”

 

Ülkemizdeki mevcut duruma göre 25 000’e yakın bilinen pozitif hasta olduğuna değinen Taşova, ama durumunun farkında olmayan, test yaptırmayan ve tedavi altına girmeyen hastaların yüksek oranı nedeni ile bu rakamın 75 000 olduğunun öngörüldüğünü,  HIV pozitif bireylerin 85 nin Türk vatandaşı olduğunu, En sık 25-29 ve 30-34 yaşlarında görüldüğünü belirtti.

 

Taşova son olarak, Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı’nın hastaların izlendiği tedavi süreçlerinin takip edildiği bir merkez olduğunu, hastalık konusunda farkındalığın olmamasının dikkat çekici olduğunu işaret ederek, Sadece AIDS değil diğer cinsel yolla bulaşan hastalıklarda  da ( örneğin bel soğukluğu, frengi  gibi ) artışın son derece önemli olduğunu, farkındalığın arttırılması ve üreme sağlığı bilgilendirmelerinin okul çağında verilmesi gerektiğini, kondom kullanımının ihmal edilmemesini, test yaptırılmasının öncelikli olduğunu ve Dünya Sağlık Örgütü’nün herkesin yaşamında bir kez Anti-HIV testi yaptırmasını önerdiğinin altını çizdi.

Başa dön tuşu