SAĞLIK

KANSER AĞRILARINDA DOĞRU YÖNLENDİRME ÖNEMLİ

Kanser Ağrısı, kanser tanısı konulduğunda en yaygın semptom olarak karşımıza çıkar ve kanser tedavisinden bağımsız olarak sıklığı gittikçe artmaktadır. Kanser hastalarında, özellikle ileri evrelerde ağrı tahminen 80’ nin üzerindedir. Hastalar tedavi ile tam kür bile yani tamamen iyileşmiş olsa da ağrıya 30 oranında rastlanabilmektedir. Halihazırda yeni bilgilere göre kanser tedavisine devam edilenler içerisinde pankreas kanserlerinde 59 oranında, baş boyun kanserlerinde ise yaklaşık 64 ağrı görülebilmektedir. Farklı ağrı tipleri ve ağrı sendromları kanserin her evresinde görülebilir. 2014’de yapılan çalışmada hastaların üçte birinin ağrıları için uygun ağrı tedavisi almadığı görülmüştür. Ülkemizde bu durum gelişmiş ülkelere göre ağrı tedavisi alamayan kanser hastalarımız çok daha fazladır.

 

Kanser hem şimdiki zamanın hem de geleceğin en önemli sağlık problemlerinden biridir. Globocan verilerine göre 2020’de 15 milyondan fazla insanda kanser görüldüğü bildirilmiştir. Tedavi takibinde ağrı tekrar tekrar değerlendirilmelidir. Ağrı karakteri, ağrının şiddeti ve derecesi, ağrı tedavisine yanıt, günlük işlerini yapabilme kapasitesi, günlük yaşam aktiviteleri hayat kalitesi sorulmalı ve hastanın ailesi ile beraber vakit ayırılması önerilmektedir. Hasta ağrısının şiddetini kendisi tarif etmelidir, şiddeti özel ölçeklerle değerlendirilmeli ve kayıt altına alınarak takip edilmelidir.

Öncelikli ağrı tedavisi ağızdan ilaçlar olarak tercih edilmelidir. WHO (Dünya sağlık örgütü) önerilerine bağlı kalınarak ilaç tedavisi düzenlenir. Gereğinde opioid denilen kırmızı reçeteli ilaçlara ek ilaçlar verilebilir. Bu ilaç grupları mutlaka ağrı ile ilgilenen Anestezi ve Reanimasyon hekimi ya da algoloji hekimi kontrolünde düzenlenmelidir. Eğer ağrılar verilen ilaç tedavileri ile yeterince kontrol altına alınamıyorsa ya da ilaç yan etkileri yeterince tolere edilemiyorsa girişimsel ağrı yöntemler gündeme gelir. Bu yöntemlere örnek olarak omuriliğe ya da komşu aralığına bir kateter takılarak ilaçların verilmesi (spinal-epidural port-kateter, morfin pompası, radyofrekans yöntemleri, kordotomi v.s.) ya da kırılan omurların çimentolanması (vertebroplasti/kifoplasti) verilebilir.

 

Girişimsel yöntemler ve ağızdan ilaç tedavileri ağrı ile ilgilenen Anestezi ve Reanimasyon hekimleri ya da algoloji hekimlerince uygulanmalı ve takip edilmelidir. Hastalar ve yakınlarının bağımlı olmaktan korkma ya da ilaç etki etmeyecek gibi yersiz korku ve endişeleri giderilmelidir. Hastalarımız Gereksiz yere kanser ağrılarına bağlı ağrı-acı çekmelerine gerek yoktur. Ne zamanki hastalarımıza ‘ağrılarınız için yapacak bir şey yok’ denildiğinde her zaman yapacak bir şeylerin olduğunu bilsinler.

 

Son olarak kanser ağrısı çekmeye gerek yoktur. Ağrılarınız için mutlaka bir tedavi olduğunu aklınızdan çıkarmayın. Lütfen ilgili branş hekiminize başvurunuz.

Başa dön tuşu